|
DELİ AYTEN
1960'ların ortalarıydı;
İlk okuldaydık.
Koyu kırmızı ruju
Taşırarak dudaklarına sürer;
Seksi gözükmek isterdi.
Tabii bu isteği
Başına çok iş açmıştı
Ama bilincinde değildi.
Hoşuna giden
Erkeklere bakışları,
Laf atmaları
Ve
Şuh kahkahaları
Hala gözümün önünde.
Bir de ÇANTALARI ve DAVULU !!!
Çantalara ilgisi büyüktü.
Her iki omuzunda 3er, 4er çanta
Kolunda 2 çanta, elinde 1 çanta
Daha doğrusu davulunda..
Bursa'yı gezerdi.
Bazen durur; kendi kendine konuşur,
Yoluna devam ederdi.
Yaşadığı yeri görmek..,,
Bütün merakımız buydu..!!
Kimseye zararı yoktu;
Ama insanların ona vardı.
Biz bile en azından çantaların
İçini ve yaşadığı yeri
Görmeye çıldırırdık..
Ne taşıyordu o çantalarda?
Nerede uyuyordu?
Yoldan geçenler bulaşmamaya,
Biz bulaşmaya çalışırdık.
Can atardık.
Uyanıktı...Hemen anlar ve kızardı;
Biraz daha kızarsa taş atardı.
Biz de başımıza gelmesin
Diye
Yamulur, yumulurduk..
Önünde koca bir davul
Taşırdı..
Elinde tokmak.
Bazen birinde tokmak
Birinde çanta.
Enteresan bir cazibesi
Vardı...
Koyu siyahkızıl saçları,
Mavi kalemle irileştirdiği
Gözleri
Kıpkırmızı dudakları
Ağzında sigarası
En ünlü BURSA'lıydı.
Zeki Müren'den sonra...
Rekabet bile edebilirdi.
Bir ailesi varmıydı.,
Neden böyleydi.,
Nerede yatar, uyurdu.??
Giyinirdi..süslenirdi..
Takılar takardı
İlginç giyinirdi
Sonradan moda olacak tarzı
O yaratmıştı;
Üst üste giyerdi..
Sonradan öğrendiğim
Cümbüşünü hatırlamıyorum;
Sanırım
O zamanlar yoktu..
Hamile olduğu halini de hatırlıyorum.
Doğurdu mu?
Doğurduysa çocuk(lar) ne oldu ?
Sık sık hamile kaldığını
Ve onun için kısırlaştırıldığını
Duyduğumu hatırlıyorum..
İsmi AYTEN'di..
DELİ AYTEN..
Çocukluğumun
Deli kadını..
Neden
Deliler insanın ilgisini çeker.,
İçin için özenirmiyiz.,
Onların özgürlüklerine..!!??
Deliliğin arkasına saklanıp
Her istediklerini yapabilmelerine..!?..
Bir gün
Bizim çete
Karar aldık.
Sessizce takip edecek
Ve evini öğrenecektik;
Herhalde
Evine döneceğini sandığımız saatlerdi.
Tabii
Bir yandan da
Evde vereceğimiz
Hesabı düşünüyorduk..
Ama merakımız
Bizi ele geçirmişti.
Çocuk aklımızla..
Peşine takıldık;
Uzaktan
İzliyoruz...
Laf atmıyoruz..
Çaktırmadığımızı zannediyoruz..
Ama
O çaktı.!!!
Dediğim gibi
Uyanıktı..
Ve
Bize bağırmaya başladı;
Arkasından da
İç etekliğinden çıkardığı
Taşları atmaya..
İzin vermedi
Onu takip etmemize..
Hoşlandığı erkeklere gösterdiği
Hoşgörüyü
Çocuklara göstermiyordu.
Hep içimde kaldı;
Yaşadığı yeri görememiştim.
Eğer fark etmeseydi
Kaç saat peşinde dolaşırdık acaba..??
Hava kararmış
Gece olmuş olacaktı..
Nereye kadar
Peşinden gidecektik..!?
Niyetimiz evine kadardı..
Kendi evimizdekilerin
Merakını önemsemiyorduk..
Bizim merakımız
Daha önemliydi..!
Ben de
Merakımı
Hayallerimle doldurdum.
....................
Anlatılanlara göre
Napolyon Celal ile
Tokuşturduğu içki kadehlerinde
Bugün, o günlerin izleri- kırıkları-
Varmış...
Yalnız,
Sokaklarda yaşayan
Çılgın bir cesur kadının
Duyguları, iç çekişleri,
Acısı ve O gecelik mutluluğu
Varmış..
Keşke
Ruj izi de
Silinmese
Kalsaydı
İçtiği bardaklarda.
............................
Birgün,
Beyaz elbiseli fotoğrafını buldum.,
İnternetten..
Demek ,
Elbiselerini bir yıkayanı
Karnını doyuranı vardı.
Belki de
Annesiydi..
Diye düşündüm...
Doğduğunda
Ne çok sevinmişti..
KİMBİLİR..!!??
Özenerek
İsim koymuştu kızına..
Başına DELİ ekleneceğini bilmeden..
Acımasız çocukların sesinden:
DELİ AYTEN
DELİ AYTEN
DELİ AYTEN
Diye
Seslenileceğini
Bilmeden
..............
Gelinliğini yüreğinde dolaştıran
Acısını yenememiş
Duygularını aklına esir etmiş
BİR KADIN...!
Bir KALBE
Bir AKLA
Bir BEDENE
Sığmamış
BİR KADIN..!
BİRKAÇ KADIN !!
O,
Düzenlediği bu oyunun
Başrol oyuncusuydu.
Tiyatro sahnesi
SOKAKLARDI..!
Alkışlara cevabı
Tükürüğü ve taşlarıydı.
İzleyicileri ile
Çok içiçe olmak istemezdi.
Onun ki
Bir Performans'dı..,
Bir Happening'di.,
Bugün
Sanatçıların
Yapmayı istediği.
Ama
Onun ki
KURGU değil,
GERÇEKTİ.
Onun DA
TASARIMI
Buydu.
12 Kasım 2008,
BANU
|
 |